Çok ama çok kapsamlı bir Kindle incelemesi
Dünyayı kurtarmak için iki yol var; ya her evde bir kedi olacak ya da herkesin bir Kindle’ı olacak. İkisi de çok ucuz eylemler.
Tanım: Kindle mont ve kot cebine rahatlıkla sığan ama gömlek cebine sığmayan, günümüz elektrik aletlerinden olmasına rağmen sadece okuma eyleminin yapılabileceği, e-ink denen keşif ile güneş tam tepedeyken bile ekranının görülebildiği ve asla göz yormayan ve bazen bir ayda bazense iki ayda bir şarj etmeniz gereken alettir.
Yakın zamanda bir dost meclisinde bir yandan çayları yudumlarken, öte taraftan da kitap okuma alışkanlıklarımız üzerine hasbihal ediyorduk. Bir süre sonra ise konu Kindle ile toplu taşımalarda bir şeyler okumanın nefisliğine gelmişti. Muhabbet koyu bir şekilde devam ederken masamıza gelen Said Bey’e, Umut Sarıkaya’nın bir karikatüründen esinlenerek ‘Gel abi, kindle övüyoruz’ dediğimi hatırlıyorum. Sahiden de biz Kindle sahipleri evire çevire Kindle güzellemesi yapıyorduk.
Yaptığımız şey çok normaldi, çünkü nazarımda Kindle denen alet, hakikaten açık ara dünyanın en güzel aletiydi. iPhone’umu mu kaybetmek, yoksa Kindle’ımı mı kaybetmek? Direkt iPhone diyemem ama bir kaç dakika sonra diyebilirdim. Kimine bu söylem abartı…